Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis'in Paskalya mesajına karşı sert bir tepki gösterdi. Tatar, Hristodulidis'in mesajının samimiyetini sorgularken, KKTC'nin bağımsızlık ve egemenlik haklarına vurgu yaptı. Bu durum, adada sürmekte olan siyasi gerilimin yeniden alevlenmesine neden oldu. Paskalya, Hristiyan dünyasında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilirken, her yıl gerçekleştirilen kutlamaların iki toplum arasındaki ilişkilerde yarattığı etkiler gün geçtikçe artmaktadır.
Hristodulidis'in Paskalya mesajında barış ve huzur dileğinde bulunması, bazı çevrelerce olumlu karşılanırken, KKTC yönetimi bu açıklamanın KKTC’nin bağımsızlık ve egemenliğini göz ardı ettiğini belirtti. Tatar, mesajın arka planında yatan siyasi niyetlerin farkında olduklarını belirterek, “Barış, karşılıklı saygı ve iş birliği ile mümkündür. Ancak, bu tür mesajların ardında hala düşmanca tavırların ve iki yüzlülüklerin yattığı aşikardır” dedi. Tatar’ın açıklamaları, adadaki Türk ve Rum toplumları arasında barışın sağlanması yönünde sağlam adımlar atılmadığı sürece anlam kazanamayacağını bir kez daha gözler önüne serdi.
Son yıllarda KKTC ile GKRY arasındaki ilişkiler, özellikle Kıbrıs meselesi çerçevesindeki gelişmelerle birlikte giderek gerilmeye başladı. Asıl sorun, iki taraf arasında devam eden müzakereler ve BM'nin Kıbrıs Barış Gücü misyonu çerçevesinde yürütülen çalışmaların etkinliği olarak öne çıkmaktadır. Tatar, bu bağlamda, GKRY tarafından sergilenen tavırların müzakerelerin sabote edilmesine sebep olduğunu ifade etti. Adadaki tüm tarafların masada eşit bir şekilde yer alması gerektiğinin altını çizen Tatar, “Bizim amacımız barış ve huzurdur; ancak bu, yalnızca müzakere masasında eşitlik sağlandığı takdirde mümkün olacaktır” dedi.
Hristodulidis'in genel olarak Paskalya ruhuna uygun olarak yaptığı vurgular, toplumlar arası ilişkilerin normalleşmesi için bir fırsat yaratmayı hedeflese de, Tatar’ın sert tepkisi bu tür girişimlerin ne denli kırılgan olduğunu gösterdi. İki tarafın da samimi bir şekilde yaklaşmadığı sürece, bu tür diplomatik iletişimlerin sonuçsuz kalma ihtimali oldukça yüksektir. Tatar, Kıbrıs Türk halkının haklarının asla göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgularken, “Biz, kendi kaderimizi tayin hakkına sahip bir ulusuz ve bu hakkımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, Tatar, Papa'nın Kıbrıs ziyareti sırasında yaptığı barış çağrılarına da atıfta bulundu. Bu tür uluslararası desteklerin, Kıbrıs sorununa çözüm bulma yolunda önemli adımlar atılmasını sağlayabileceği görüşünü paylaştı. Ancak, bu desteğin gerçekçi bir yaklaşım ve eşitlik temelinde ilerlemesi gerektiğini belirtti.
Sonuç olarak, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın GKRY liderinin Paskalya mesajına verdiği sert yanıt, adada süregelen sorunları ve gerilimleri bir kez daha gözler önüne serdi. Tarafların her iki planda da uluslararası ve yerel dinamikler göz önüne alınarak sorunların çözümünde daha kararlı ve samimi adımlar atması gerektiği aşikardır. Kıbrıs'taki barışa giden yol, karşılıklı saygı ve işbirliği anlayışıyla inşa edilmeli ve her iki tarafın da hakları gözetilmelidir.