Son yıllarda dünya ekonomisinde önemli değişimler yaşanırken, Çin ekonomisi Trump döneminde de büyüme kaydetmeye devam etti. Birçok gözlemci, özellikle ticaret gerilimleri ve yaptırımlar göz önünde bulundurulduğunda bu durumu beklemiyordu. Ancak, Çin'in devasa sanayi kapasitesi, yenilikçi teknolojileri ve geniş tüketici pazarı, bu büyümenin temel nedenleri arasında gösteriliyor. Bu yazıda, Trump yönetimi döneminde Çin ekonomisinin nasıl büyüdüğünü ve bu sürecin arka planını inceleyeceğiz.
Donald Trump’ın başkanlığı süresince uyguladığı ticaret politikaları, özellikle Çin ile olan ilişkilerde büyük bir değişim yarattı. Yüksek gümrük tarifeleri ve çeşitli ticaret kısıtlamaları, Çin'e yönelik bir "ticaret savaşına" yol açtı. Ancak, bu savaşın Çin ekonomisine etkileri beklenildiği gibi olmadı. Çin, dünya çapında güçlü bir üretim merkezi olarak kalmaya devam etti. Ülke, entegre global tedarik zincirlerinden ve ihracattan elde ettiği gelirle, ekonomik büyümesini sürdürdü.
İlk olarak, Çin hükümeti iç talebi artırmaya yönelik adımlar attı. Ülkenin büyük bir nüfusa sahip olması, iç pazarı canlandırmak için önemli bir fırsat sundu. Yüksek gelirli vatandaşlar, tüketim harcamalarıyla ekonomiye önemli bir katkı sağlarken, hükümetin altyapı projeleri ve sosyal harcamalarla desteklenen ekonomik teşvikleri, büyümeyi daha da hızlandırdı. Bunun yanı sıra, sanayi ve teknoloji sektörü, özellikle dijital dönüşüm ile birlikte yeni pazarlar buldu ve küresel rekabet gücünü artırdı.
Trump döneminde Çin’in hızlı büyümesinin bir diğer önemli nedeni de, teknolojiye yaptığı yatırımlardır. Hükümet, yapay zeka, 5G teknolojisi ve yenilenebilir enerji gibi alanlarda liderlik hedefleri belirleyerek, bu sektördeki inovasyonları sağladı. Bu sayede, Çin, küresel teknoloji arenasında önemli bir oyuncu haline geldi. Özellikle COVID-19 pandemisi sürecinde sağlık teknolojileri ve e-ticaret alanındaki atılımlar, ülkedeki ekonomik büyümeyi destekleyen unsurlar arasındaydı.
Çin’in uluslararası ticaretteki etkisi, özellikle dijital ekonomi alanında daha da belirgin hale geldi. Çinli şirketler, sıkı rekabete rağmen, e-ticaret ve dijital hizmetler alanında dünya çapında büyük oyuncular haline geldi. Alibaba ve Tencent gibi devlerin yurt dışında sağladığı yatırımlar, Çin ekonomisini daha da güçlendirdi. Bu gelişmeler, Trump yönetiminin baskıları altında bile Çin'in küresel ekonomik sahnede nasıl bir güç olduğunu gösterdi.
Sonuç olarak, Çin ekonomisi Trump döneminde zorlu koşullara rağmen büyümeye devam etti. Hükümetin iç talebi artırıcı politikaları, inovasyona dayalı teknolojik gelişmeler ve uluslararası ticaretteki etkili stratejileri, bu süreçte önemli rol oynadı. Gelecekte de Çin'in ekonomik büyüme sürecini sürdürebilmesi için bu stratejileri geliştirerek sürdürmesi gerekecek. Tüm bu faktörler, Çin'in küresel ekonomik güç olma hedefinde at yaptığı adımlardır ve Trump döneminin ardından da dikkat çekmeye devam edecektir.