Günümüz dünyasında emeklilik, pek çok insan için hayatın daha sakin ve huzurlu bir dönemine geçiş anlamına geliyor. Ancak 81 yaşındaki Erhan amca, bu geleneksel anlayışı geride bırakıyor. Emeklilik yaşına gelmiş olmasına rağmen, hala aktif olarak çalışmaya devam ediyor. Mesleğini bırakmayan Erhan amca, “Bu benim için artık bir keyif işi” diyerek çalışmanın getirdiği mutluluğu vurguluyor.
Erhan amca, genç yaşlarından itibaren ticaretle uğraşmaya başlamış. İlk iş tecrübesini 16 yaşında, mahalledeki bir dükkânda çalışarak edinmiş. O günden bu yana ticaret hayatında farklı deneyimler kazanmış. Yıllarca cüzi fiyatlarla ürünler sunarak bölgesinde kendine bir müşteri kitlesi oluşturmuş. Erhan amca, “Çalıştığım her işte kazandığım tecrübeler, beni bugünlere getirdi” diyor. Emekli olması gerektiği yaşta dahi işine devam etmesi, sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda yaşam amacının bir parçası haline gelmiş durumda.
Bu durum, onun için sadece maddi bir gereklilik olmaktan öte, hayatının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş. Erhan amca, her sabah işine giderken hissettiği heyecanı şu sözlerle anlatıyor: “İş yerine gittiğimde, yeni insanlarla tanışmayı, onlara yardımcı olmayı, her gün yeni bir şeyler öğrenmeyi seviyorum.” Onun için iş, yaşamın dışına itilmiş bir seçenek değil, adeta yaşamın ta kendisi.
Erhan amca’nın çalışmaya olan bağlılığı, çevresindeki insanlar üzerinde de olumlu bir etki yaratıyor. Gençler onun azmi ve çalışkanlığına hayran kalıyor. Erhan amca, günlük yaşantısında gençlere örnek olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade ediyor. “Çalıştıkça enerjim artıyor. Gençlerime daima şu tavsiyeyi veririm; hayat boyunca öğrenmeye devam edin, asla durmayın,” diyor.
Erhan amca’nın çalışmaya bu kadar tutkulu olmasının arkasında yatan en önemli etkenlerden biri de, iş hayatının ona sağladığı sosyal etkileşim. Yıllar içinde tanıştığı müşterileri artık onun için yalnızca iş ile ilgili kişiler değil, aynı zamanda arkadaşları olmuş. “Burada kazandığım dostluklar, iş hayatının en güzel kazançları” diyor. Sürekli aktif kalmanın ve sosyalleşmenin, yaşına rağmen ona nasıl genç bir ruh katığını hissedebiliyor. “Genç kalmanın sırrı, ruhu dinç tutmak” diyor Erhan amca, yaşam enerjisini paylaştığı insanların da aynı zaman da onu gençleştirdiğini belirtiyor.
Erhan amca’nın mesleğine olan tutkusunu genç nesillere taşıması, toplumumuzda yaşlılık algısına dair de önemli bir farkındalık yaratıyor. Gençlerin, yaşlanan bireylerden öğrenebileceği çok şey olduğunu belirtiyor. Çalışmanın getirdiği deneyimlerin, hayat boyu önemli bir kazanç olduğuna inanıyor. “Yaşlanmak, öğrenmemek demek değildir. Yaşla birlikte deneyim ve bilgi de artar” ifadesiyle, öğrenmenin ve çalışmanın sınırlarının olmadığını vurguluyor.
Son zamanlarda, sosyal medyada sıkça karşılaşılan ‘emeklilik’ temalı kampanyalar, çoğu zaman gençlerle yaşlılar arasındaki ilişkiyi zayıflatmakta. Ancak, Erhan amca’nın hikayesi bu noktada bir ilham kaynağı oluyor. O, hayatında ne olursa olsun, daima çalışmanın ve üretmenin önemine inanıyor.
Bütün bu sürecin yanı sıra, Erhan amca’nın işine olan sevgisi, çevresindeki insanlara da bu tutkuyu aşılıyor. “Benim bu kadar uzun süre çalışıyor olmam, aynı zamanda diğerlerinin de bu fırsatı değerlendirebileceğini gösteriyor” diyor. Onun iş hayatındaki deneyimleri, sadece kendi hayatını değil, aynı zamanda çevresindekilerin hayatlarını da olumlu yönde etkiliyor. Bu bağlamda, Erhan amca, yaşlılığın, gençlerden ayrışma noktası değil, bilgelik ve deneyimlerin paylaşılma alanı olduğunu savunuyor.
Erhan amca’nın yaşına rağmen devam ettiği çalışmalar, toplumumuzda yaşlı bireylerin de hala aktif roller üstlenebileceğini gösteriyor. Bu nedenle, ona sürekli destek veren ailesi ve dostları, bu başarı hikayesinin bir parçası olmaktan gurur duyuyor. “Benim hayatım boyunca yaptığım her şey, beni bugüne getirdi. Hayatta kalmanın, keyifle yaşamanın sırrı, tutkuyla çalışmakta saklı” sözleriyle hayatının felsefesini özetliyor.
Sonuç olarak, 81 yaşındaki Erhan amca, sadece bir meslekten öte, yaşamı dolu dolu yaşamanın ve insanlarla etkileşim içinde olmanın ne denli önemli olduğunu bize gösteriyor. Erhan amca'nın hikayesi, yalnızca bir emeklinin değil, herkesin hayatta kalma ve bir şeyler üretme tutkusunu simgeliyor. Bu tür örnekler, çalışma yaşamında ve toplumsal hayatta, daha çok bireyin aktif rol üstlenmesine katkı sağlayabilir.